Nilüfer’de Faruk Duman Yazarlık Serüvenini ve Balıklarla İlgili Rivayet’i Anlattı
ÖĞRENCİLİK YILLARINDAN KALAN GİZEMLİ EL YAZMASI
Duman, kitabın kurgusunun temelinde üniversite yıllarında yaşadığı ilginç bir anının yattığını da okurlarla paylaştı. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Kütüphanecilik Bölümü’nde okurken, tasnif edilmemiş el yazmaları arasından bir eseri alıp eve götürdüğünü, ancak Osmanlıca olan bu eseri okunaklı olmadığı için bir türlü çözemediğini anlattı.
El yazmasını gösterdiği bir arkadaşının, ilk sayfada balıklardan söz edildiğini belirtmesi üzerine hayal gücünün devreye girdiğini söyleyen Duman, “Bunun üzerine ben eski devirlerde, 1700’lerde, bizim buralarda yaşanmış, tuhaf bir balık hikayesi olduğuna hükmettim bu kitabın. Okuyamadığım kitabın. Eğer bir kitabı okuyamıyorsanız ama o kitap size bir takım izlenimler veriyorsa, bir yazar olarak oturup onu yazarsınız” ifadelerini kullandı.
MASALCI BİR ANNENİN MİRASI
Söyleşide çocukluk yıllarına ve doğa tutkusuna da değinen Faruk Duman, Kars ve Ardahan coğrafyasının yazarlığı üzerindeki etkisini vurguladı. Annesinin çok iyi bir masal anlatıcısı olduğunu belirten yazar, “Ormanda kaybolan çocuklar, hayali hayvanlar, köyü ziyarete gelen ejderhalar anlatırdı. Çocukluğumu şenlendirirdi bu” diyerek, bu anlatıların kendisinde yazma eğilimini başlattığını dile getirdi.
Çocukken ağaç tepesine kurduğu kulübede kitaplar okuduğunu ve doğayı anlatmayı o yıllarda kafasına koyduğunu belirten Duman, lise yıllarında abisinin kütüphanesindeki Yaşar Kemal, Jack London ve Maksim Gorki gibi yazarlarla tanışarak modern edebiyat yolculuğuna adım attığını sözlerine ekledi.
Söyleşi, yazarın okurlardan gelen soruları yanıtlaması ve kitaplarını imzalamasıyla sona erdi.